DOTEK Başkanı Ömer Serdar TÜRK: ''Uzlaşmacı ama menfaatlerini koruyan bir DOTEK''

DOTEK Başkanı Ömer Serdar TÜRK: ''Uzlaşmacı ama menfaatlerini koruyan bir DOTEK''

Röportaj / Interview: Emine YILMAZ

DOTEK’in (Doğal taş Makine ve Teknolojileri Üreticileri Derneği) gerçekleştirdiği projeler, sektörde yaşanan haksız rekabetler, mermer makinelerinin ihracat durumu ve çok daha fazlasını DOTEK Başkanı Ömer Serdar Türk’e sorduk. Kendisi de tüm içtenliği ile yanıtladı. Gelin sektörün merak edilenlerini birlikte öğrenelim... 

DOTEK başkanı olarak bizlere derneğinizin misyonundan kısaca bahseder misiniz?
Öncelikle sektörümüzün makine üreticilerinin tek medyası olarak sizlere bu faaliyetinizde başarılar diliyorum. Derneğimiz DOTEK doğal taş sektöründe faaliyet gösteren yaklaşık 80 firmayı temsil eden, Türkiye’deki doğal taş teknolojileri sektörünün temsilcilerinin oluşturduğu ulusal bir dernektir. Sektördeki öncü kuruluşlar derneğimizin üyesidir. Amacımız, her platformda sektörümüzün temsilcilerinin hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmektir. Dünya ölçeğinde yaygınlaşmak, sektör temsilcisi şirketlerin teknik, sosyal ve alt yapısal olarak gelişimlerine yardım etmek, pazar ön araştırmaları yaparak gelişimlerine yardımcı olmaya kadar bir çok konuyu kendisine misyon edinen bir derneğiz. Ayrıca prensip olarak misyonumuz, bu saydığımız konularda bağlı sayılabilenlerden ibaret değildir. Önümüzdeki süreçlerde karşımıza çıkan ve sektörümüzün menfaati olan her konuyu da misyon edineceğiz. Diğer bir sektörel görev ve sorumluluğumuz da tümleyeni, bütünleştiricisi olduğumuz doğal taş sektörünün taş üreticileri tarafına da kendimizi anlatarak onların da gelecek ile ilgili politikalarına ışık tutmaktır. Biz makineciler, mesleği ve eğitimleri gereği daha analitik ve bilimsel düşünen insanlarız. Bu özelliğimiz ile taş üreticilerinin sektörel gelişimine katkı sağlayacağımıza eminim. Bu amaçla TÜMMER yönetimine tekrar girip bu üst birliğimizde, sektörümüzün dünyada daha fazla söz sahibi olması için tüm katkımızı koyacağız.

Bugüne kadar yürüttüğünüz faaliyetler hakkında bilgi verebilir misiniz? DOTEK olarak ne gibi projeler gerçekleştirdiniz?
DOTEK yönetimsel olarak %100’e yakın bir fikir birliğiyle kararlarını alıyor. Tabii ki başlangıçta alternatif fikirler tartışılıyor ve görüşmeler sonunda ortak akıl bir karar alıyor. Yönetimimizde daha uzlaşmacı bir anlayış hakim. İlk olarak TÜMMER ile ilişkilerimizi geliştirme kararı aldık ve başta Sn. İbrahim Alimoğlu’na ve yönetim kuruluna bizlere göstermiş oldukları anlayış için çok teşekkür ediyorum. Tam bir uyum ile daha önce sona ermiş olan üyelik sürecimizi tekrar başlattık. Daha sonra sektörümüzün en büyük ve tek fuarı Marble İzmir için İZFAŞ Yönetimi ile görüşmeleri başlattık. Görüşmelerimiz sonucunda C holünün DOTEK önderliğinde sektörün teknoloji firmalarına
tahsis edilmesini sağladık. Bu arada derneğimizin merkezini, stratejik, sosyal ve lojistik avantajları olan İstanbul’da bir ofise taşıdık. Sektör temsilcisi firmalar, birbiriyle paylaşımda bulunmaya, ilişkilerini geliştirmeye, ortak menfaatleri ve girişimleri konusunda daha sıkı ilişkiler içine girdiler. Bunlara ek, gelecekte yapmayı düşündüğümüz faaliyetlerin oluşturduğu bir planlamamızı da çoktan belirledik.

Sektörde yaşanan haksız rekabetler nelerdir? Bu konuda firmalar nasıl mücadele veriyorlar? DOTEK olarak sektörün sorunlarına çözüm bulabilmek için nasıl stratejiler geliştiriyorsunuz?
Sektörde tabii ki bazı haksız rekabetler yaşanıyor, özellikle Uzak Doğu menşeili makinelerin kendi ülke yönetimlerince çeşitli sübvansiyonlarla piyasa koşullarının çok altında ticari şartlarla piyasaya sürülmesi, biz yerli üreticileri çok incitiyor. Daha da acısı bizim devletimizde bu malları ithal eden firmaların basit bir yatırım teşvik belgesi çıkartması ile gümrük, ötv, kdv ve benzeri vergilerden muaf bir şekilde bu malların haksız rekabetine izin verilmiştir. Bu amaçla derneğimiz DOTEK MAKFED ’e (makine sektörünün üye olduğu federasyon) üyelik sürecindedir. Bunun sonucunda devletin ilgili bakanlıkları ile iletişime geçilip bu tür ürünlerin teşvik kapsamından ve vergi istisnasından çıkarılması sürecini başlatacağız. Bu süreç daha önce yaptığımız konu ile ilgili bakanlık başvurularından anladığımız kadarıyla üst birlikler ve MAKFED desteği ile mümkün olabilecektir. Diğer bir haksız rekabet koşulu da İtalya’dan yapılan makinelerin ithalatında yaşanıyor. Bu gibi Avrupa Birliği ülkeleri bizdeki Eximbank gibi kuruluşlar aracılığı ile ürünlerini 5-6 yıl gibi vadelerle pazarlama imkanlarına sahip olabiliyorlar. Ülkemizde de özellikle Eximbank’ın aynı avantajları bize sunabilmesi gerekiyor. Kalite seviyesi olarak tabii ki belli bir yelpazeye sahibiz tıpkı İtalya da olduğu gibi. Fakat aynı kalitelerde makineler daha ucuza ve servis lojistik avantajları ile Türk doğal taş sektörüne önerilmekte ve kolaylıkla rekabet edebilmekteyiz. Yukarıda saydığım olumsuz rekabet koşullarının acil  olarak düzeltilmesi, önlemler alınması şarttır. Bu konuda ısrarcı bir şekilde süreci takip ediyoruz.

*Mermer makineleri ihracat rakamları hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu rakamları daha da arttırmak için ne gibi çalışmalar yapılabilir?
Makine ihracatımızın rakamları maalesef istenilen seviyede değil. Kalitemizi yükseltip, ürünlerimizi pazarlarda iyi bir şekilde tanıtmak gerekiyor. Aslında her şeyin ilacı kalite odaklı üretim, iyi planlanmış pazarlama ve satış stratejisi. Planlarımız arasında çeşitli yurt dışı fuarlarına milli katılım organizasyonları gerçekleştirmek var. Teknoloji ve kalitemiz gerçekten çok iyi. Sektörde önder durumdaki yabancı firmaların üretim teknolojilerine
sahip, birçok firmamız var. Nümerik kontrollü (cnc) makineler, robot kaynak teknolojileri, hassas CMM ölçüm sistemleri ve kalite kontrol sistemlerine birçok firmamız sahip. Sanayicilerimiz yeni ürün geliştirme ve yatırım yapma konusunda oldukça dinamikler. Bu özelliğimiz de yeni üretim teknolojilerine kısa sürede adapte olmamızı sağlıyor.

İtalyan makineleri ile yerli ürünlerimizi karşılaştırırsak, Türk makineleri hangi seviyede? Türk firmaları ön plana çıkmak, marka bilinirliğini ve güvenini sağlamak için neler yapabilir?
İtalyan ve Türk makinelerinin kalite noktasında birbirinin çok benzeri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Satış sonrası ve lojistik avantajlarını da göz önünde bulundurursak Türkiye taş sektörü için makinelerimiz en mantıklı seçenek konumundadır. Kaldı ki yerli taş üreticilerinin mutlak şekilde yerli ve milli sektörümüzü desteklenmesi, dış piyasalarda da gücümüze güç katacaktır. Kendi ülkemizde güzel referanslar dış satış şansımızı da arttırmaktadır ve teknolojilerimizi geliştirme açısından Ar-Ge laboratuvarı rolü oynayacaktır.

Makine üreticileri uzun yıllardır Marble fuarına açık alanda katılım sağlıyorlardı. Uzun bir süredir bunun mücadelesini verdiniz. Şu an İZFAŞ tarafından size sunulan imkandan memnun musunuz? Son durum nedir?
İZFAŞ ’ın düzenlediği MARBLE İzmir Fuarı’ndan makinecilerimiz çok ıstırap çekti. Belki de yazımızın başında sunmuş olduğumuz, haksız rekabet koşullarında bu konudan bahsetmeliydik. Tanıtım ve kendimizi ifade etme yerimiz olan bu fuarlarda, görmezlikten gelindik , haksızlıklara uğradık ve inanılmaz bedeller ödedik. Gelinen noktadan, 3.dönem yönetim kurulumuzda bu konuyla ilgili acil bir kriz planı yaptık. Uzlaşmacı ama menfaatlerini koruyan bir politika benimsedik ve DOTEK olarak bunun takipçisi olduk. Yapılan görüşmeler sonucunda gerek TÜMMER gerek İZFAŞ ile karşılıklı anlaşmalar yaptık, kendimizi ifade etme şansı bulduk. Bu vesile ile başta Sn. Canan Karaosmanoğlu Alıcı Hanım’a ve İZFAŞ Yönetimine teşekkürlerimizi bir borç biliriz. TÜMMER-DOTEK ve İZFAŞ ekseninde çok iyi bir takım çalışması çıkardık. MARBLE Fuarı ne kadar mermer üreticisinin
fuarı ise, ülkemiz makinecilerinin de o denli fuarıdır ve fuarımıza sonuna kadar sahip çıkacağız. Umuyorum ki MARBLE Fuarı yakın bir gelecekte doğanın güzelliklerinin ve işlem teknolojilerinin dünyaya sunulduğu önder bir fuar olacaktır. Şu anki edinimlerimiz tabii ki mükemmel seviyede değil. İnanıyorum ki bu karşılıklı diyalog ve anlayış ortamı her yönden bu fuarı mükemmeliyete taşıyacaktır.

Son olarak neler söylemek istersiniz?
Birlikte olursak, güç oluruz. Birlikte olursak kendimizi daha iyi ve kolay ifade edebiliriz. Birlikte olursak her geçen gün daha büyük oluruz. Tek ihtiyacımız, ‘birlik’ olabilmek. Birlik olan makine sektörünü, ‘’izlemeye devam edin’’ gücümüzü, sinerjimizi göreceksiniz.